Avrupa Birliği mali desteği ve Alman Kalkınma Bankası (KFW) aracılığıyla İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülmekte olan Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim I&II Projeleri Yerel Bilgilendirme Toplantıları serisinin 12.si Kayseri’de düzenlendi.

Toplantı Milli eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı Yapı İşleri Daire Başkanımız Fatih Mehmet ORUÇ, Alman Kalkınma Bankası Proje Yöneticisi Jülide OĞUZ, AB Türkiye Delegasyonu Mülteciler İçin Mali Yardım Programı – Program Yöneticisi İlhan GÜLTEKİN, Kayseri İl Milli Eğitim Müdürlüğü, çok sayıda yerel idareci ve Proje Uygulama Biriminin katılımıyla gerçekleştirildi.

 

Mazlumu kucaklama ve ona ev sahipliği yapmaya geçmişten alışık olan bir milletiz”

Konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Milli eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Dairesi Yapı İşleri Daire Başkanımız Fatih Mehmet ORUÇ sözlerine “3,5 milyonun üzerinde bir mülteciyi ülkemizde misafir ediyoruz. Tabi biz geçmişten gelen medeniyet değerlerimiz ve insani nosyonlarımız gereği, mazlumun ve zulme uğrayanların yanında olma, mazlumu kucaklama ve ona ev sahipliği yapmaya geçmişten alışık olan bir milletiz. Dolayısıyla bu anlamda misafir etiğimiz Suriyelilerle hem mahallemizi hem şehrimizi hem okulumuzu hem hastanemizi, gerektiğinde ekmeğimizi bölüştük. Bu anlamda Kayseri hem İç Anadolu’nun dinamiklerinden hem de bu anlamda kültürel altyapı ve zenginlik açısından da medeniyet değerlerimizin, milli manevi değerlerimizin en yoğun şekilde yaşandığı illerden biri. Ev sahipliğini ve misafirperverliğini gösterdi” diyerek başladı.

Projenin 3 ana bileşeni olduğunu dile getiren ORUÇ ; Birincisi eğitim altyapısı üzerindeki baskıyı azaltmak”

“İkinci ana bileşen eğitim altyapısında fiziki kalitenin artırılması, yaptığımız okullarda en son ihtiyaç programlarına göre revize edilmiş projeler uyguluyoruz. Dolayısıyla sadece derslik değil, bunun yanında atölyeler, kütüphaneler, çok amaçlı salonlar, spor alanları gibi çocukların hem derslik anlamında ihtiyaçlarını karşılayacak, hem de bunun yanında sosyal ve kültürel anlamda da gelişimlerini yakalayabilecekleri kaliteli eğitim ortamları oluşturmayı hedefliyoruz”

“Üçüncü ana bileşenimiz de eğitim altyapısındaki teknik kapasitenin artırılması ve iş birliğinin geliştirilmesi” diyerek projenin hedeflerini aktardı”

Kayseri ilimize yapılacak yatırımlardan bahseden ORUÇ “Kayseri ilimizde yapacağımız 6 okulla 80 milyon liralık bir yatırımı da kazandıracağız. Bu projenin hayata geçmesi, önümüzdeki dönemde belki de okul öncesi eğitimde yapacağımız birtakım çalışmalarla da  Kayseri’ye eğitim altyapısını rahatlatma anlamında faydalı olacağını düşünüyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

“Eğitim, Türkiye’nin sunduğu en kıymetli imkânlardan birisidir”

Konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Alman Kalkınma Bankası Proje Yöneticisi Jülide OĞUZ sözlerine “Türkiye mültecilerin eğitimden sağlığa temel ihtiyaçlarını karşılamakta ve Suriyelilerin entegrasyonunu sağlamakta büyük çaba göstermekte ve özveride bulunmaktadır” diyerek başladı. Sözlerine devam eden OĞUZ “Eğitim ise Türkiye’nin sunduğu en kıymetli imkânlardan birisidir. Türkiye ülkede yaşayan tüm mülteci çocukları okullaştırmayı hedeflediğini belirtmişti. Avrupa Birliği de Türkiye’ye bu hedefine erişimi konusunda destekleyeceğini taahhüt etmiştir. Bu amaçla Avrupa Birliği Kriz Zamanlarında Herkes için Eğitim I & II Projelerinin Millî Eğitim Bakanlığıyla yürütülmesi konusunda Alman Kalkınma Bankasını yetkilendirmiştir” dedi.

Alman Kalkınma Bankası Proje Yöneticisi OĞUZ sözlerini “Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen bu proje kapsamında yaklaşık 160 okul inşa edilecek ve 100 bin civarında öğrenciye kaliteli eğitim ortamı sağlanacaktır. Hem Türk hem Suriyeli gençlerin sorumlu ve başarılı bireyler olmalarına ve onlara iyi bir gelecek sağlamaya katkı sağlaması en büyük arzumuz” diyerek sonlandırdı.

 

Konuşmasını Yapmak üzere kürsüdeki yerini alan AB Türkiye Delegasyonu Mülteciler İçin Mali Yardım Programı – Program Yöneticisi İlhan GÜLTEKİN Türkiye’nin sarfettiği çabalardan bahsederek konuşmasına başladı. GÜLTEKİN, “Bildiğimiz gibi, 3,5 milyonun üzerinde sığınmacıya ev sahipliği yapıyor şu anda Türkiye ve bu yapılan yardımlar için Türkiye Cumhuriyeti çok büyük çabalar sarf etti ve bu çabalar tüm dünya ülkeleri tarafından da takdire şayan kabul edilmekte. Ayrıca şiddetten kaçan bir sığınmacı toplumu var, bu topluluğa yardım ediliyor” dedi

GÜLTEKİN konuşmasını “2018-2019 yılları arasında da bir 3 milyarlık yardım daha öngörülüyor ki bu 3 milyarlık yardım da bu sene mart ayında komisyon kararıyla duyuruldu. Bunun 500 milyon avroluk kısmı Millî Eğitim Bakanlığının yapacağı projelere ayrıldı. 400 milyonu haziran ayında duyuruldu ve bu müjdeyi de burada vermek istiyorum, dünkü komisyon kararıyla da bir 100 milyon daha altyapı projelerine ayrıldı. Bunun da önümüzdeki yıl içerisinde planlamasını ve programlamasını yapacağız” diyerek sonlandırdı.

Program katılımcılardan gelen soru ve görüşler sonrasında çekilen hatıra fotoğraflarıyla sonlandırıldı.

 

Avrupa Birliği mali desteği ve Alman Kalkınma Bankası aracılığıyla İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülmekte olan Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim I&II Projeleri kapsamında “ Proje Koordinasyon Toplantısı” Antalya’da düzenlendi.

Toplantıda Milli Eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanımız Umut GÜR, Yapı İşleri Daire Başkanımız Mehmet Fatih ORUÇ Alman Kalkınma Bankası’ndan Manfred Molitor, proje uygulama illerinden gelen İL Milli Eğitim Müdürleri’nin ve proje uygulama biriminin katılımıyla Proje Koordinasyon Toplantısı gerçekleştirildi.

5 gün sürecek olan Proje Koordinasyon Toplantısı’nın ilk gününde İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanımız Umut GÜR, Yapı İşleri Daire Başkanımız Fatih Mehmet ORUÇ ve Malfired Molitor konuşmalar yaptı.

 

“Ülke Olarak Konuyu Eğitimin Tüm Çocukların Temel İnsan Hakkı Yaklaşımıyla Ele Aldık”

“Görüyorum ki proje ekosistemimiz uluslararası finans kuruluşları, Avrupa Birliği temsilcileri, il müdürlüklerimiz, müşavir ve müteahhit firmalarımız ile oldukça geniş bir yapıya dönüşmüş durumda” diyerek sözlerine başlayan İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanımız Umut GÜR sözlerine ; “Ülke olarak konuyu eğitimin tüm çocukların temel insan hakkı yaklaşımıyla ele aldık  ve tüm cocuklarımızı eğitim imkanlarından faydalandırmak için projeler geliştirdik” dedi.

Mevcut durumda Eğitim Altyapısının Güçlendirilmesi Projesi’nin İzmir hariç tüm ihalelerinin tamamlandığını söyleyen GÜR ; müteahhitlerle sözleşme imzalama, okulların yer teslim süreçleri gibi işlere de devam edildiğini söyledi.

Çok önemli bir aşama kaydettiklerini dile getiren Umut GÜR ;  Ülkemizin son dönemde yaşadığı birçok mesele göz önünden bulundurulduğunda ciddi çabalarla bu aşamaya geldik” dedi.

GÜR sözlerini ; Bütün bu eğitim projeleri kapsamında okul binası yapımı projelerin diğer bileşenleri için kilit bir öneme sahip. İnşa edilen okulların eğitim altyapısını güçlendirmesi fonksiyonu dışında, Suriyeli ve Türk öğrencilerin ortak bir okul iklimi içerisinde eğitim alması sosyal riskin azaltılması hususunda  katkı sunuyor. Ayrıca Suriyeli çocukları bir eğitim kurumu çatısı altına alabilmek uygulanmakta olan diğer projeler açısından da belirleyici olacak” diyerek noktaladı.

 

Konuşmasına başlamak üzere kürsüye gelene Yapı İşleri Başkanımız Fatih Mehmet ORUÇ sözlerine “Geçtiğimiz dönemde yapılan okullar hizmete girince insana dokunduğunu, çocuklara dokunduğunu birlikte göreceğiz. Biz içince yaşadığımız toplumda, bu anlamda hizmet üretiyoruz. Bir taraftanda bu hizmetin faydalanıcılarıyız. Kendi çocuklarımız da bu okullarda eğitim altyapısına kazandırdığımız bu eserlerden faydalanabilecek. Bu anlamda yaptığımız çalışmaların hem teknik açıdan hem proje yönetimi açısından hem de projenin insani boyutunu da göz önüne aldığımızda çok değerli ve kıymetli olduğunu düşünüyorum” dedi.

Proje Uygulama Süreçlerine ilişkin sunum yapan Fatih Mehmet ORUÇ sunumunda ;

temel istatistiklere, mevcut duruma, uygulanan projelere, projelerde gelinen noktalara ve bundan sonraki süreçte birlikte neler yapılabileceğine değinen ORUÇ konuşmasını sonlandırdı.

Proje Koordinasyon Toplantısı’nda kapasite geliştirme ve koordinasyon geliştirme amacıyla eğitimler ve toplantılar düzenlendi ve etkinlik hatıra fotoğraflarıyla son buldu.

Avrupa Birliği mali desteği ve Alman Kalkınma Bankası (KFW) aracılığıyla İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülmekte olan Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim I&II Projeleri Yerel Bilgilendirme Toplantıları serisinin 11.si Mardin’de düzenlendi.

Mazluma Sahip Çıkma, Zalimin Karşısında Olma: “Bu Bizim İnsani Değerimiz”

Konuşmasını yapmak üzere kürsüdeki yerini alan Milli Eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı Yapı İşleri Daire Başkanımız Fatih Mehmet Oruç ; “2011 yılında Suriye’de ortaya çıkan iç savaş, sonrasında ciddi bir mülteci akını ve mülteci krizine dönüştü. Ülke olarak biz zaten geçmişimizden ve medeniyetimizden kaynaklanan değerlerimiz gereği, mazluma sahip çıkma,
zalimin karşısında olma, mazlumu koruyup kollama anlamında bir tarihi misyonumuz var. Dolayısıyla Suriye’den gelen kardeşlerimize bu anlamda kucak açtık. Mardin bu anlamda öncü olan
illerimizden biri. Onlarla okullarımızı, hastanelerimizi, sokağımızı, mahallemizi, gerektiğinde ekmeğimizi paylaştık” dedi.

ORUÇ sözlerine ; “Ama bunları yaparken hem ülke olarak hem millet olarak herhangi bir minnet duygusuyla yapmadık, bu bizim insani değerimiz. Bu anlamda 3,5 milyona yakın Suriyeliye halen ev sahipliği yapıyoruz, 1 milyon 100 bini eğitim çağında olan çocuklarımız, her biri eğitime ulaşmalı, kazandırılmalı ve eğitim anlamında, akademik gelişme anlamında ve topluma kazandırma
anlamında her biri kazanılacak bir değer. Biz bakanlık olarak ülke olarak bu değerlerin kaybolmaması, bu değerlerin ülkemize kendi ülkelerine ve insanlığa kazandırılması noktasında
çalışmalara imza atıyoruz”

Yapı İşleri Daire Başkanımız sözlerini ; “Avrupa Birliği mali imkanıyla yine kaynaklar neticesinde, bir taraftan Alman Kalkınma Bankası bir taraftan Dünya Bankasıyla ortak projelerle
220 okulumuzu inşallah eğitim altyapımıza kazandırmayı hedefliyoruz. Sadece dersliklerin yer aldığı ortamlardan ziyade, çocukların sosyokültürel becerilerini de artırabilecekleri resim atölyesi, fen bilgisi laboratuvarları, kütüphaneler, spor salonları aktiviteleri gibi alanları da projeye dahil etmek istedik” diyerek noktaladı.

 

“Bu Kadim Şehir Medeniyet Şehri, Misafir Şehri”

Konuşmasını yapmak için kürsüye gelen Mardin İl Milli Eğitim Müdürü Yakup SARI ; “İlimizde 6 tane okulumuz yapılacak, 144 derslik. Biz bu anlamda Alman Kalkınma Bankasına ve İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığımıza teşekkür ediyoruz” diyerek sözlerine başladı.

Şu anda Mardin’in 90 bin Suriyeli’ye ev sahipliği yaptığını söyleyen SARI ; “Bunların yaklaşık 7867’si bizim öğrencimiz. İlimizde 3 tane geçici eğitim merkezi vardı ama hepsi kapandı.
Biz sayın valimizin talimatıyla, bakanlığımızın da direktifleri doğrultusunda 2016 Kasım itibariyle bütün geçici eğitim merkezlerindeki öğrencilerimizin tamamını okullarımıza aldık. Yaklaşık 564
okulumuzda bizim kendi vatandaşlarımızın çocuklarıyla aynı merkezde ortamda eğitim görüyorlar” diyerek sözlerine devam etti.

Yakup SARI sözlerini ; “Bizim Mardin olarak şöyle bir avantajımız var, çocuklarımızın birçoğu Arapça ve Kürtçe biliyorlar. Bu anlamda Suriyeli kardeşlerimiz de bizim vatandaşlarımız arasında hiçbir nahoş hadise yaşanmadı şu ana kadar, tepki oluşmadı. Bugünden yarınlara inşallah devam edecek. Bu kadim şehir medeniyet şehri, misafir şehri. Hz. İbrahim’in coğrafyası burası ve
dolayısıyla gelene kucak açmaktan hiçbir zaman imtina etmedi, etmeyecek de” diyerek sonlandırdı.

 

 

“Türkiye Dünyadaki en yüksek mülteci sayısına sahip ülke”

Kürsüye gelen Alman Kalkınma Bankası Proje Yöneticisi Jülide OĞUZ sözlerine ; “Türkiye bugün başta 3,5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapmakta. Dünyadaki en yüksek mülteci sayısına
sahip ülke. Türkiye mültecileri barındırmak, temel ihtiyaçlarını karşılamak ve entegrasyonlarını sağlamakta büyük çaba ve özveri göstermekte. Eğitim ise Türkiye’nin Suriyeli ve diğer mültecilere sunduğu en kıymetli hizmetlerden biridir” dedi.

“Türkiye ülkede yaşayan tüm çocukları okullaştırmayı hedeflediğini belirtmiş, Avrupa Birliği de Türkiye’yi bu hedefe erişiminde desteklemeyi taahhüt etmiştir” diyen KFW Proje Yöneticisi
Jülide OĞUZ “Bu amaçla Avrupa Birliği Kriz Zamanlarında Herkes için Eğitim I & II Projelerinin Millî Eğitim Bakanlığı ile yürütülmesi hususunda Alman Kalkınma Bankasını yetkilendirmiş, eğitim altyapısını geliştirmesine yönelik bu projeye 325 milyon avro tutarında hibe sağlamıştır. Millî Eğitim Bakanlığımız tarafından yürütülen bu proje kapsamında yaklaşık 160 okul inşa edilecek olup, 100 bin civarında öğrenci için kaliteli bir eğitim öğretim ortamı sağlanacaktır” diyerek sözlerine son verdi.

 

 

“Avrupa Birliği Tarafından Büyük Takdir ve Saygı ile Karşılanmaktadır”

Konuşmasını yapmak için kürsüye gelen AB Türkiye Delegasyonu Mülteciler İçin Mali Yardım Programı – Program Yöneticisi İlhan GÜLTEKİN konuşmasına ; “Suriye krizinin başından
beri Türkiye Cumhuriyeti tüm çabalarını göstererek Suriyelilere kucak açtı. Bu çabalar ve bu özverili sahiplenme Avrupa Birliği tarafından da büyük takdir ve saygı ile karşılanmaktadır. Avrupa Birliği de bu sürecin başından beri Türkiye’nin yanında yer almış, çeşitli programlarla finansal desteklerle bu süreci desteklemektedir” diyerek başladı.

Verilen desteklerden bahseden GÜLTEKİN ; “ bir tanesi, hepimizin bildiği gibi FRIT adını verdiğimiz ve Türkiye’yle Avrupa Birliği arasındaki ortak anlaşmanın sonucu olan Türkiye’deki sığınmacılar için mali yardım aracıdır. Bu mali yardım aracı kapsamında, FRIT 1 ile şimdiye kadar 3 milyar avroluk bir bütçe ayrılmıştır ve bu bütçe içerisinde 72 adet proje imzalanmıştı. Şu anda ikinci FRIT kaynağı olan bir 3 milyar daha, toplamda 6 milyar olacak şekilde programlanması devam etmektedir”

FRIT’in öncelikli alanlarından bahseden GÜLTEKİN “ FRIT ; eğitim, sağlık, sosyal ve ekonomik destekler ve belediye altyapıları programlarıdır. Bu önceliklerle devam ediyoruz. Burada bugün
bilgilendirmesini alacağımız projelerin toplam 475 milyon avroluk kaynağıyla beraber, eğitime şu anda ayrılan kaynak 899 milyon avro civarında. FRIT 2 kapsamında da bir test projesi için bir 400 milyon avro daha kaynak ayrılmış ve kalan kısmın programlanması devam etmektedir. Toplam bütçe 1 milyar 400 milyon avroluk bir rakamdan söz ediyoruz ki bu da eğitime gösterilen önemi
göstermektedir. Genel çerçeve itibariyle Avrupa Birliği kaynakları bu şekilde kullanmaktadır” diyerek konuşmasını noktaladı.

Etkinlik Proje İletişim Uzamanının sunumu, soru-cevap bölümü ve ardından hatıra fotoğrafının çektirilmesiyle sonlandırıldı.

 

Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve Milli Eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı tarafından uygulanmakta olan Kriz Zamanlarında Herkes için Eğitim I&II projeleri kapsamında Eğitim Öğretim Yılı Açılış Töreni gerçekeleştirildi. Diyarbakır Kırklardağı Anadolu Lisesi’nde düzenlenen etkinlikte Eğitim Öğretim Yılı için zil çalındı.

Açılış törenine İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanımız Özcan Duman, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Elçi Müsteşarı Gabriel MUNUERA VINALS, KfW Ankara Ofisi Direktörü Frank BELLON, Diyarbakır Vali Yardımcısı Naci HELVACI, Yapı İşleri Daire Başkanımız Fatih Mehmet ORUÇ, Yerel İdareciler , öğretmenler ve öğrencilerin katılımıyla düzenlendi.

“Kendini geliştirmeyen, eğitime önem vermeyen toplumlar ne yazık ki yıkılmaya yüz tutmuştur”

Konuşmasını yapmak için kürsüdeki yerini alan İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanımız Özcan DUMAN konuşmasına “Üzülerek belirtmek isterim ki; Suriye’deki iç savaştan en çok etkilenen çocuklar olmuştur. Şiddet ortamına tanıklık eden çocukların hem bilişsel hem de psikolojik gelişimleri zarar görmüş ve başta eğitim olmak üzere birçok temel haklarına erişimde zorluklar yaşanmıştır” diyerek başladı.

Bireylerin yaşamlarını daha iyi sürdürebilmeleri ve yeni kuşaklara kültür birikimini aktarmak için en önemli araç; eğitimdir diyen DUMAN ; “Kendini geliştirmeyen, eğitime önem vermeyen toplumlar ne yazık ki yıkılmaya yüz tutmuştur. Bugün de ülkemizde eğitim alan çocuklar ülkelerinin geleceğini inşa edecek bireyler olacaktır” dedi

Yapılan okullar hakkında da bilgi veren DUMAN ; Kriz sonrasında oluşan göç kaynaklı acil eğitim talebini karşılamak amacıyla yapılan prefabrik okullarımız; hızlı yapım süresiyle uzun kullanım ömrüne sahiptir. Betonarme okullarımız ise 12 ayda yapımı tamamlanarak laboratuvar, spor salonları, kantin, rehberlik odaları, resim atölyeleri ve çok amaçlı salonlarıyla tüm çocuklarımızın sosyal ve bedensel aktiviteleri için imkanlar ve nitelikli öğrenme ortamları sunmaktadır. Kaliteli ses ve ısı yalıtımına sahip, afete karşı dirençli okullarımız; çocuklarımıza aidiyet duygusu veren bir çevre oluşturmaktadır” dedi.

Konuşmasına devam eden Özcan DUMAN Diyarbakır’a yaklaşık 90 Milyon Türk Lirası yatırım yapılacağını hem Türk hem Suriyeli tüm çocukların faydalanabilecekleri okullar inşa edeceklerini söyledi.

Konuşmasını ; “Bugün açılışını yaptığımız eğitim öğretim sezonu her açıdan çocuklarımız için yeni bir dönemi ifade ediyor. Bizlerin bugün için en büyük mutluluğu, okullarımızı eğitim öğretim sezonuna yetiştirmek ve siz çocuklarımızın yüzlerindeki gülümsemeye ortak olmaktır” diyerek noktaladı.

 

Diyarbakır Vali Yardımcısı Dr. Ahmet Naci Helvacı ise, Diyarbakır’da bu yıl 461 bin öğrencinin eğitim gördüğünü, kentte öğrencilerin en iyi eğitimi görmeleri adına Valilik ve kurumların özel bir çaba sarf ettiklerini kaydetti. Politik sorunlar nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca insanın Türkiye’de ağırlandığını hatırlatan Vali Yardımcısı Helvacı, “Bugün açılışında bulunduğumuz 90 milyon lira harcanarak yapılan projelerde AB ile çalışmaktan çok mutluyuz” dedi.

 

“Bu inanılmaz bir başarı.”

Törende konuşan Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Gabriel Munuera Vinals da Türkiye’nin sığınmacı Suriyelilere gösterdiği ev sahipliğini takdir ettiğini söyledi.

Vinals, Türkiye’nin Suriyeliler için büyük fedakarlık yaptığını vurgulayarak, şunları aktardı: “Türkiye’de kayıtlı sığınmacı 3,5 milyondan fazladır. Bunun yaklaşık bir milyonu okul çağındaki çocuklardan oluşuyor. Bu sayı da neredeyse Brüksel’in nüfusuna eşit. Milli Eğitim Bakanlığı en hızlı bir şekilde eğitim ihtiyaçlarını giderme yönünde çalışıyor. Bu takdire şayandır. 600 binden fazla Suriyeli çocuk Türkiye’de okula gidiyor. Bu inanılmaz bir başarı.”

Halk oyunları ve öğrencilerin verdiği konserin ardından protokol, ilk ders zilini çaldı. Sınıfları gezerek öğrencilerle sohbet eden protokol üyeleri, öğrencilerin yanına oturarak hatıra fotoğrafı çektirdi.

 

Avrupa Birliği Mali desteği ve Alman Kalkınma Bankası aracılığıyla Milli Eğitim Bakanlığı İnşaat ve  Emlak Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülmekte olan Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim I&II Projeleri Yönlendirme Komitesi Toplantısı Ankara’da düzenlendi.

Üst düzey katılımla gerçekleştirilen Yönlendirme Komitesi Toplantısında ; Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Bakan Yardımcımız Reha Denemeç, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı Halil Afşarata, MEB İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanımız Özcan DUMAN, AB Türkiye Delegasyonu, FRİT Bölüm Başkanı Emma CLUA VANDELLO, Alman Kalkınma Bankasından(KFW)  Kirk MİLDNER, İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı Daire Başkanları ve Proje Uygulama Biriminin katılımıyla gerçekleştirildi.


Yönlendirme Komitesi Toplantısı’nın açılış konuşmasını yapmak için kürsüye gelen Milli Eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanı Özcan Duman sözlerine ülkemizde yaşamakta olan Suriyelilere değinerek başladı. “Ülkelerinde yaşanan iç karışıklık nedeniyle ülkemize sığınan ve hayatlarını bizlerle aynı çatı altında idame ettirilen Suriyelilerin sayıları azımsanmayacak kadar fazladır. 1,1 milyonu okul çağında olması sebebiyle ; Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, Dünya Bankası aracılığıyla Eğitim Altyapısının Güçlendirilmesi Projesi ve Alman Kalkınma Bankası aracılığıyla Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim I & II Projeleri hazırlanan hibe anlaşmalarıyla hayata geçirilmiştir”

Duman sözlerine “Avrupa Birliği taahhüt ettiği mali yardımların bir bölümüyle eğitim altyapısının geliştirilmesine destek olmaktadır. Eğitim konusunun Avrupa Birliğinin de öncelikleri arasında sayılması bizler açısından memnuniyet vericidir” diyerek devam etti.

“Sayılardan, ilerleme yüzdelerinden, inşaatlardan ve tüm bürokratik arka planlardan önemli bir şey olduğunu unutmamalıyız, hedef gruplarındaki çocukların gözlerindeki umut.  Türkiye’deki paydaş gruplarımız Suriyeli çocukların kayıp nesil olmasının öne geçilmesi ve sosyal kalkınmasının gerçekleştirilmesi için milli eğitim içerisine entegre edilmesini sağlamaktadır”

İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanı DUMAN sözlerini “Çocuklarımızın hayallerini gerçekleştirebilmelerine imkân vermek için elimizi taşın altına koymalı, geleceklerine ışık tutmalıyız. Bu hedef doğrultusunda yanımızda olan sizlere emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Katılımlarınızdan dolayı büyük şeref duyuyorum. Yaptığımız okulların bahçelerinde çocuklarımızın koşuşturduğu günleri görmenin ümidiyle projemizi başarıya ulaştırma temennileriyle hepinize saygılarımı sunuyorum”dedi ve sözlerini noktaladı.

 

Konuşmasını yapmak için kürsüdeki yerini alan Avrupa Birliği – Türkiye Delegasyonundan Emma CLUA VANDELLO, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Reha DENEMEÇ ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı Halil AFŞARATA’ nın toplantıda olmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi ve “onların burada olmasının taahhüdün ne kadar güçlü olduğunun göstergesidir” diyerek sözlerine başladı.  “Bu yardım kapsamındaki en büyük paketlerimizden birisi bu. Sadece inşaatın kendisi olarak değerlendirmemek lazım ama bunun arkasındaki her şeyi düşündüğümüz zaman, Suriyeli çocuklara eğitim, Türk okullarına erişim imkânı vermek, aynı zamanda öğretmenlerin daha rahat bir ortamda çalışmasını ve personele iyi bir çalışma ortamı sağlamak yerel düzeyde çok önemli. Bu şekilde kaliteli bir eğitim sağlanması mümkün olacaktır. Bu programların ne kadar önemli olduğunun bilincindeyiz ve bunların mümkün olması, ilerlemenin sağlanması ve her şeyin takvime göre yürütülmesi, kaynakların temin edilmesi için elimizden gelin yapıyoruz” dedi.

Çok zorlu bir ortamda yürütülen projelerden bahsettiklerini belirten EMMA CLUA VANDELLO “Hepimiz bu durumun farkındayız, Suriye’de yaşanan bütün gelişmelere rağmen ümit ediyorum ki bir şekilde barışçıl bir çözüme ulaşacağız. Türkiye içerisinde de yine aslında çok sayıda mülteci olduğunu düşündüğümüz zaman, burada sıcak bir durum var. Türk hükümeti bütün dönemi kapsayan önemli faaliyetlerde bulundu. Biz en başından beri bu faaliyetleri destekliyoruz. Hem bu mali destekten önce hem de bu araç ortaya koyulduktan sonra bu desteğe devam ettik. Dolayısıyla bu yılın mart ayından beri Avrupa Konseyi tarafından yaz döneminde 3 milyarlık ikinci dilimin onaylanmasına baktığınız zaman bütün tarafların taahhüdü olduğunu görebilirsiniz. Dolayısıyla mültecilere yardımcı olunuyor. Bu akınla başa çıkmalarına yardımcı olmak için gerekli şeyler yapılıyor ve bu hareketlerin ülkelere bir huzursuzluğa neden olmaması için gerekenlere katkı sağlamaya çalışılıyor. Dolayısıyla mali yardım aracının diğer projelere katkı sağlamaya çalışıyor”

Sözlerine “Burada konuşmacıların sadece projede yapılanlar değil ama genel olarak ihtiyaçlar bakımından genel durum nedir, faaliyetler genel çerçevede nelerdir, bakanlığın kendi başına yaptığı çalışmalar nelerdir, bunlardan da bahsetmeniz faydalı olabilir. Bütün bu faaliyetlerin görünürlüğü de tabi ki önemli. Yapılan bütün bu yoğun çalışmaların, özellikle Özcan Beyin ve çok verimli çalışan ekibinin de yaptığı bütün çalışmaların kamuoyunca görülmesi de önemlidir. Hem delegasyon başkanlığı hem de ilgili kurumlar son dönemde MEB ile yapılan iş birliğinden memnun. Bayram tatilinden önce çalışmalarımız olmuştu. Aynı zamanda önümüzdeki faaliyetlere de katılmayı dört gözle bekliyoruz”  diyen EMMA VANDELLO, son olarak  “2018 okul yılının başlangıcı gerçekten çok önemli bir dönem noktası. Burada şu ana kadar kaydettiklerimizin altını çizmenin de ötesinde masaya yeni şeyler getirebilecek miyiz, bunlara da değinmek önemli olacaktır” dedi ve sözlerini noktaladı.

 

Konuşması yapmak için kürsüdeki yerini alan Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Reha DENEMEÇ “Millî Eğitim Bakanlığı olarak biz şuna bakıyoruz; bu gelen 3,5 milyon insanın yaklaşık üçte biri öğrenim yaşındaki çocuklar ve bildiğim kadarıyla da bu 7 yıllık süre içerisinde Türkiye’de de 200-300 bine yakın yeni bebek doğdu, bunlar büyüyecek. Süre ne kadar uzarsa, bu 7 yıl yaklaşık 2010’un sonunda 2011 başında bu Suriye krizi gündeme geldi dünyanın gündemine, 2-3 yıl içerisinde çözülseydi bu problemleri yaşamayacaktık. Sürenin uzaması demek, gelen insanların kendi ülkelerine dönmelerini de daha güç hale getiriyor. 2011’den 2014’e kadar, hatta 2015’e kadar çok büyük bir problem olmadı, bu insanlar geriye dönme ümidi ile Türkiye’de kaldılar. Ama baktılar ki Suriye’deki savaşın bitmesi daha görünür bir gerçek değil, o zaman geleceklerinin daha refah içerisinde yaşayan bir topluma, Avrupa Birliği ülkelerine döndüler” dedi.

Sözlerine“Bu işin gerçeği. O insanlar da isteyerek Türkiye’ye gelmediler. Gelselerdi 2011’den evvel gelirlerdi ama turizm için geliyorlardı. Ne zaman savaş çıktı, canlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldılar, her türlü varlıklarını bırakarak buraya geldiler, ağırlıklı olarak sınır illerde beklediler. Ama baktılar ki problem çözülmüyor, ondan sonra batıya doğru döndüler. Tabi artık 21. yüzyılda dünyanın herhangi bir yerinde olan bir problemi başka bir yere taşınmaması diye bir şey söz konusu değil. Baktığımızda Almanya, Hollanda, Fransa 3-4 bin km uzakta ama bir şekilde Suriye’deki krizin etkilerini onlar da yaşıyorlar. Bu anlamda çıkan bir savaş veya bir krizi sadece o bölgeyle sınırlandırmak veya öyle düşünmek doğru değil. Biraz vakit geçti bunu anlamak için ama sonuçta Avrupalı müttefiklerimiz, Avrupa Birliği’ndeki ülkeler de bunu anladılar ve bu projeleri hayata geçirmeye başladılar” diyerek devam eden DENEMEÇ ;

“Burada önemli olan, elimizdeki kaynağı en verimli şekilde bu insanlar için harcamak, bunun fizibilitesini çok doğru yapmak, projelerimizi zamanında bitirmek ve gelen kaynakla ilgili de proje üretmek. Bununla ilgili uluslararası kurumlarla ve kendi içimizde istişareler yapmak. Sistematiğini kurduktan sonra halledemeyecek bir problemimiz de yok. O anlamda ben umutluyum, önemli olan böyle bir kaynağın var olması, geliyor olması ve bu insanlara hizmet olarak gidiyor olması” diyerek kurumlar arası iş birliğine ve iletişime vurgu yaptı.

DENEMEÇ konuşmasını ; “Kısaca, bu insanların büyük bir kısmı burada kalacak olsa da problemler çözüldükten sonra, bizim Suriyeli kardeşlerimizi toplumumuza de entegre etmemiz lazım. Eğitimiyle, sağlığıyla onların her türlü hizmetlerini karşılayarak. İşin gerçeği, savaş bittikten sonra dönecekler de olacak, dönmeyecekler de olacak. Dönenlerin de kendi ülkelerinde iyi bir şekilde o ülkenin geleceğine katkıda bulunacak bir eğitim almaları, kalacak olanların da Türkiye’de topluma entegre olacak ve Türkiye’ye katkı sunacak birikime sahip olmaları en büyük çabamız olacak. Gelecekte bu insanlardan okuyup dünyanın başka ülkelerine gidecekler de olacaktır. Hatta iyi yetişmiş olanlara birçok ülke kucak açacaktır, özellikle zor şartlarda yetişmiş insanların rekabet şartlarını çok zorladığı ve çok başarılı olduğu bilinen bir gerçek. Bu bizim için de geçerli, başka ülkeler için de geçerli. Önemli olan iyi bir eğitim altyapısına sahip olmak” dedi ve sözlerine noktayı koydu.

 

Konuşmasını yapmak üzere kürsüdeki yerini alan T.C. Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı Halil AFŞARATA “Malumunuz elimizde birinci 3 milyar var. Türkiye 30 milyar dolar üzerinde kümülatif harcama yapmış durumda. İkinci 3 milyarın çalışmasını yapıyoruz. Diğer yandan yaptığımız bir çalışmaya göre, Türkiye yılda 10 milyar Euro harcama yapıyor. Bunu değişik platformlarda sayın Cumhurbaşkanımız da kullandı. Dolayısıyla bizim elimizde 3 milyar var, ikinci 3 milyar yeni geldi. Şimdi bunu nasıl harcayacağımızı proje bazında çalışmalarını yapıyoruz ama her halükarda yılda biz 10 milyar Euro zaten harcıyoruz. Dolayısıyla ihtiyaçlarımız bu 3 milyarın çok ötesinde, bunun bilinmesinde fayda var” diyerek konuşmasına başladı.

AFŞARATA Sözlerine “Yine bu sektörel anlamda Millî Eğitim Bakanlığımız toplam fonun 3 milyarın dağıtımı anlamında ilk sosyal koruma en yüksek payı almış, Millî Eğitim Bakanlığının da kümülatif olarak 875 milyon Euro’su var. Bu sadece Millî Eğitim Bakanlığının fonu değil ama uluslararası STK’ları da buna dahil ediyoruz. Bunun son kullanıcısı Millî Eğitim Bakanlığıdır. Yine değişik bir açıdan, bunun 874 milyonun 300 milyonu cari, doğrudan Millî Eğitim Bakanlığımız harcıyor, yatırım da yine World Bank ve KFW kanalıyla 445 milyonun harcandığını varsayıyoruz. Diğerleri de 129 milyon. Yine burada Millî Eğitim Bakanlığımızın 4 projesi var. BM kuruluşlarının 3 projesi var 80 milyon ve yine STK’ların da projeleri burada. Toplamda harcama oranı Millî Eğitim Bakanlığı şu anda eğitim sektöründe 3 milyardan ayrılan fonların üçte birini harcamış gözüküyor. 3 yıldan bahsediyoruz, 3 yıl geçti, Mart 2016’da bu fonlar bize verildi, şu anda 3 yıl dolmak üzere. Maalesef sorun bizde, bu harcama oranını artırmamız gerekiyor” diyerek öz eleştiride bulundu.

Son cümlelerinde FRİT 2 ile ilgili söyleyen AFŞARATA “İkinci 3 milyar iki ay önce onaylandı, teşekkür ediyoruz sizin şahsınıza AB delegasyonuna. Hatta ikinci 3 milyarın 400 milyonluk kısmını yoğun bir çalışmayla Milli Eğitim’e doğrudan aktarmayı da imzaladık. Dolayısıyla bu hafta, ihtiyaç analizi raporu taslak olarak geçen hafta elimize geldi, tüm bakanlıklarımıza dağıttık. Önümüzdeki hafta ihtiyaç analizi doğrultusunda projelendirme sürecine başlayacağız. Bu dönemde de sayın Bakanım desteğinizi bekliyoruz, teşekkür ederim, arz ederim” diyerek sözlerini noktaladı.

 

Avrupa Birliği mali desteği ve Alman Kalkınma Bankası (KFW) aracılığıyla İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülmekte olan Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim I&II Projeleri Yerel Bilgilendirme Toplantıları serisinin 10. ayağı Gaziantep’te yapıldı. Toplantı; Milli Eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanımız Özcan DUMAN, Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü Cengiz METE, Alman Kalkınma Bankası’ndan (KfW) Proje Yöneticisi Corinna KOHL, Gaziantep Vali Yardımcısı Halil UYUMAZ, çok sayıda yerel idareci ve proje uygulama biriminin katılımlarıyla gerçekleştirildi.

Konuşmasını yapmak üzere kürsüdeki yerini alan İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanımız Özcan DUMAN; Türkiye olarak ülkemize sığınan milyonlarca sığınmacıya geçici statü verilmesi ve Suriyelilerin yaşamsal her türlü ihtiyaçlarının giderilmeye çalışılmakta olduğunu belirterek sözlerine başlayan DUMAN, “Suriyelilerin yaklaşık 1 milyon 100 bini okul çağında ve bunların ülkemizdeki çocuklarımızla beraber eğitim sistemine dahil edilmesi çalışmaları bakanlığımız ve diğer bütün paydaşlarla beraber hızlı bir şekilde yapılmaya çalışılmaktadır. Bu kapsamda yürüttüğümüz projelerle Gaziantep ilimizde toplamda 22 adet eğitim yapısı inşası öngördük. Bugüne kadar bu işlerimizden 13 tanesinin ihalesini gerçekleştirdik” dedi.

Konuşmasına okulların durumundan bahsederek devam eden Özcan DUMAN; “Şu anda açılışını yaptığımız okullarımız var, artı inşaatı devam eden yatırımlarımız var. Diğer kalan işlerimiz ise ek fonlardan geldiği için şu anda ihale çalışmaları devam etmekte, bir aksilik olmaması durumunda 2019-2020 eğitim öğretim yılına yetiştirilerek hizmete açmaya çalışacağız”

DUMAN Konuşmasının sonunda “Gaziantep ilinde yapacağımız bu dersliklerle beraber toplamda 15 bin öğrencimize ek kontenjan sağlamış olacağız ve bu okullarımızda Suriyeli çocuklarımızla beraber illerimizde yaşayan çocuklarımız da istifade edecekler. Sadece boş bir fiziksel bina inşa etmiyoruz, okullarımızın her türlü donanımını da bu projeden karşılıyoruz” diyerek kürsüden ayrıldı.

 

“Gelecek yıldan itibaren bütün Suriyeli öğrenciler kendi öğrencilerimizle birlikte aynı sırayı, aynı sınıfı ve aynı okulu paylaşacaklar”

Yerel Bilgilendirme Toplantısı’nda konuşmasını yapmak için kürsüye gelen Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü Cengiz Mete; “Gaziantep, kriz dediğimiz Suriye göçünün başladığı ilk günden itibaren çok önemli görevler üstlenmiş bir şehrimiz. 450 bin civarında Suriyeliye ev sahipliği yapan, birçok alanda onlara hizmet sunan çok önemli bir şehirdir. 70 bine ulaşmış Suriyeli öğrenci nüfusuyla hiçbir problem yaşamadan, öğrencilerimizin birbiriyle ilişkilerinde sorun yaşamadan, sosyal uyumu da çözecek şekilde eğitim uygulamalarını bir arada yürütüyoruz” diyerek sözlerine başladı.

“Gelecek yıldan itibaren bütün Suriyeli öğrenciler kendi öğrencilerimizle birlikte aynı sırayı, aynı sınıfı ve aynı okulu paylaşacaklar. Elbette getirdiği yükler var, bu konuda devletimiz çok büyük işler yapıyor, bakanlığımız çok önemli hizmetler yapıyor. Ancak özellikle Alman Kalkınma Bankası ve Avrupa Birliği’nin kriz zamanlarında yaşadığımız özellikle fiziksel kapasitenin artırılmasına yönelik almış oldukları tedbirler ve desteklerin çok da önemli olduğunu ifade etmek istiyorum” diyen METE sözlerini: “Daha nitelikli, daha sürdürülebilir bir hizmet yapabilmek için de bu katkının artarak devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Fiziksel kapasitenin artırılmasına ihtiyaç duyan illerden bir tanesiyiz. Bu anlamda her türlü desteğe ve fona açık olduğumuzu ifade ediyorum” diyerek noktaladı.

 

“Türkiye´nin üstlendiği böylesi bir çalışma büyük ölçüde bölgelerin ve bölge halkının kararlılığına ve desteğine dayanmaktadır”

Konuşmasını yapmak için kürsüdeki yerini alan Alman Kalkınma Bankası Proje Yöneticisi Corinna KOHL ; “Türkiye 3,5 milyondan fazla Suriyeli ve ilaveten diğer milletlerden de olmak üzere, şu anda dünyada en yüksek sayıda mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye, Türk halkıyla birlikte mültecilerin ihtiyaçlarını karşılama, onların toplumla bütünleşmelerini sağlamak amacıyla yoğun bir uğraş ve çaba içerisindedir. Türkiye´nin üstlendiği böylesi bir çalışma büyük ölçüde bölgelerin ve bölge halkının kararlılığına ve desteğine dayanmaktadır” dedi.

Sözlerine devam eden KOHL; “Avrupa Birliği, Türkiye´nin ülkesinde yaşayan tüm çocuklara yönelik eğitim hizmeti sağlamak gibi yüksek amacına ve misyonuna destek verme konusunda kararlıdır. Bu bağlamda Alman Kalkınma Bankası, Avrupa Birliği tarafından kendisine verilen görev doğrultusunda 3,5 milyon avroluk bir bütçe ile eğitim altyapı inşasını Millî Eğitim Bakanlığı ile birlikte gerçekleştirmektedir. Sağlanan bu fonlarla, 150 okul inşa edilecek, yaklaşık 100 bin Türk ve Suriyeli öğrenci için böyle bir güvenli eğitim ortamı sağlanacaktır. Bu projenin amacı sadece okullar inşa etmek değildir, bu projenin amacı aynı zamanda Suriyeli çocukların Türk toplumuna entegrasyonunu sağlamak ve karşılıklı öğrenimi mümkün kılan mekanlar yaratmaktır. Umuyoruz ki böylelikle sorumluluk sahibi, içten, samimi, yeni bir nesil yetişebilecek ve bugünün çalışmalarını da üstlenip sürdürebileceklerdir” diyerek sözlerine son verdi.

 

“Hepimiz için en büyük tehlikelerden birisi cehalet ve bu cehaletin çaresi de eğitim”

Gaziantep Vali Yardımcısı Halil UYUMAZ eğitimin önemine vurgu yaparak “Eğitim çok önemli fakat kriz zamanlarında eğitim çok daha önemli. Hepinizin de bildiği gibi, bütün insanlık için ve hepimiz için en büyük tehlikelerden birisi cehalet ve cehaletin ilacı da çaresi de eğitim” dedi.

Gaziantep’te Eğitim çağında bulunan Suriyelilerden bahseden UYUMAZ; “70 bin Suriyeli öğrenci. Bu öğrenciler normal şartlarda meydana gelmiş öğrenci değil. Pek çoğunu hatırlıyorum ben, buradan da Hatay’dan da hatta İstanbul´da da görevliydim. Annesini kaybeden, babasını kaybeden, ortada kalmış çocuklar, birçoğunun psikolojisi bozulmuş, birçoğunun sağlığı bozulmuş, aileleri darmadağın olmuş bu çocukları biz Türkiye Cumhuriyeti olarak bağrımıza bastık” dedi. Sadece Gaziantep’te birkaç yıllık çalışma içerisinde 70 bin öğrenci seviyesine geldiklerini aktardı.

Konuşmasına “70 bin öğrenciyi, Suriyeli kardeşlerimizin çocuklarını kendi çocuklarımız gibi kabul ederek eğitime tabi tuttuk. İyi ki de yapmışız. Gözünüzün önüne getirebiliyorsanız, 70 bin öğrenci eğitime katılmasaydı neler olurdu, ne sıkıntılar meydana gelirdi ? Eğitim gerçekten önemli. Biz hemen hemen dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş üzere bu öğrencilerin bir kısmını geçici eğitim merkezlerine ve diğer bir kısmını da kendi okullarımızda öğlene kadar Türk çocuklar, öğleden sonra Suriyeli veya tam tersi okulların durumuna göre aynı kalitede eğitime devam ettirdik” diyerek devam eden Halil UYUMAZ; “Bazı aileler ekonomik nedenlerle, özellikle lise çağına gelmiş olan çocuklarını eğitime göndermek istemiyorlar. Suriyeli çocuklar da aynı durumunda. Biz meslek yapmak istiyoruz diyorlar, çeşitli mesleklerde yetişiyorlar, kendi kendilerini yetiştiriyorlar. Bu nedenle bizim 95 bin öğrenciden 70 bin öğrenciyi eğitim altına almış olmamız bir başarısızlık değil, tamamıyla bizim gücümüzle. Şu anda kamplarda tamamıyla yüzde 100’e yakın bir rakamı yakaladık, eğitim çağına gelmiş öğrencilerin tamamını eğitim altına aldık” dedi.

Bir diğer noktaya da değinen UYUMAZ; “bizim için güvenlik bölgesi de olan ve dünya için merkezi olan Erbab ve diğer bölgelerde de eğitimlerimize devam ediyoruz. Oralarda da sadece biz barınma, güvenlik, sağlık götürmüyoruz, aynı zamanda eğitim götürüyoruz. Arkadaşlarımız canla başla çalışıyorlar, huzurlarınızda hepsine çok çok teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Avrupa Birliği mali desteği ve Alman Kalkınma Bankası (KFW) aracılığıyla İnşaat Emlak Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülmekte olan Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim I&II Projeleri Yerel Bilgilendirme Toplantılarının 9. ayağı Adıyaman’da düzenlendi.

Toplantı Adıyaman Vali Yardımcısı Ayhan AKBAY, Adıyaman İl Milli Eğitim Müdürü Kazım ÇOBAN, Milli Eğitim Bakanlığı Yapı İşleri Daire Başkanımız Fatih Mehmet ORUÇ, Alman Kalkınma Bankası Proje Yöneticisi Corinna KOHL , çok sayıda yerel idareci ve proje uygulama biriminin katılımıyla gerçekleştirildi.

“Adıyaman, Türkiye’de huzurun başkentidir”

Suriye krizi ve yaşananlara değinerek konuşmasına başlayan Adıyaman İl Milli Eğitim Müdürü Kazım ÇOBAN; “Suriyelilerin yoğun şekilde yaşadığı iller arasında Adıyaman ilimiz de bulunmaktadır. Proje kapsamında tamamı Suriyelilerden oluşan çadır kentte 23 derslikli prefabrik bir okul yapılmış ayrıca geçici donatı malzemesi de eklenmekte. Bir tanesi Altınşehir, diğeri de Yunus Emre mahallesinde olmak üzere, 2 adet 24 derslikli okul yapımı planlanmış 24 derslikli okulumuzun temeli atılmış, çalışmalar devam etmektedir“ dedi.
En kısa zamanda kazı işlemlerini başlatıp okullarda inşaata başlayacaklarını belirten İl Milli Eğitim Müdürü; “Emeklerinden dolayı bakanlığımıza, Alman temsilcilerimize de bize katkılarından dolayı teşekkür ediyorum “ dedi.

Adıyaman, Türkiye’de huzurun başkentidir diyen ÇOBAN, konuşmasını ; “Adıyaman bütün etnik gruplarıyla, mezhep farklılıklarıyla, her türlü yapısıyla Türkiyemizde örnek bir il olmuş, huzurun başkentidir. Bütün Türkiye’de herkes böyle biliyor. Bu anlamda ciddi desteklerinizi ve katkılarınızı bekliyoruz. Bu çalışmanın ilimizde ayrıca yapılmasında emeği geçen siz değerli başkanıma, bakanlığımıza, alman temsilcilerimize teşekkür ediyorum. Sağ olun var olun” diyerek sonlandırdı.

Kürsüdeki yerini alan Alman Kalkınma Bankası Proje Yöneticisi Corinna KOHL ;“3,5 milyondan fazla Suriyeli ve diğer milletlerden mültecilerle birlikte Türkiye şu anda dünyada en yüksek sayıda mülteciye ev sahipliği yapmakta olan tek ülkedir. Biraz önce duyduğunuz konuşmada, Adıyaman’daki rakamları da duyduktan sonra, Adıyaman’ın bu konuda üstlendiği yükün de farkına vardık, ciddi bir yüktür. Türkiye, Türk halkıyla birlikte mültecilerin ihtiyaçlarının giderilmesi ve entegrasyona katkı konusunda ciddi bir çaba göstermektedir. Böylesi bir görev ancak ve ancak belediyelerin ve yerel halkın kararlığı ve destekleriyle gerçekleştirilebilmektir. Bu yüzden Adıyaman ili özelinde projemize gösterilen ilgi ve destek için memnuniyetimizi bir daha belirtmek isteriz. Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin ülkedeki tüm çocuklara eğitim sağlamak gibi iddialı misyonuna destek vermek için kararlı olduğunu belirtmemiz gerekiyor” dedi.

Projenin amacına değinerek devam eden Corinna, “proje sadece okullar inşa etmekle sınırlı değildir. Bu projenin asıl amacı, Suriyeli çocukların Türk toplumuna entegrasyonunu sağlamak, karşılıklı öğrenim için mekanlar yaratabilmektir. Böylesi girişimler sayesinde umuyoruz ki daha iyi bir geleceğin inşa edilebilmesi için ; kalbi açık, sorumluluk sahibi olan yeni bir nesil oluşturulacaktır. Bu bağlamda bugünkü yerel bilgilendirme toplantısı vesilesiyle proje hakkında etkileşimli bir bilgi alışverişini sizlerle yapabilmek için sabırsızlanıyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

“Eğitim ne kadar güzel olursa, gelecek de o kadar güzel oluyor”

Konuşmasını yapmak için kürsüye gelen Milli Eğitim Bakanlığı Yapı İşleri Daire Başkanı Fatih Mehmet ORUÇ ; “2011 yılında Suriye’de ortaya çıkan iç savaş sonrası ciddi manada bir mülteci krizi ortaya çıktı. Yaklaşık 7 yıldır ülke olarak hem sosyal hem ekonomik hem de kültürel yönden etkilerini derinden hissetmekteyiz. Geçmişten gelen misyonumuz ve değerlerimizin gereği olarak, biz ülkemize gelen kardeşlerimize öncelikle gönlümüzü açtık sonrasında onlara evlerimizi, mahallelerimizi açtık, okulumuzu, ekmeğimizi, doktorumuzu paylaştık, onlara en güzel şekilde ev sahipliği yaparak, misafir olmanın inceliğini, güzelliğini yaşatmaya çalıştık “ dedi.

Sözlerine Adıyaman’ın ev sahibi olarak mültecileri misafir etme ve kucaklama anlamında örnek bir çalışma sergilediğini belirterek devam eden ORUÇ, Özellikle il müdürlüğünün Suriyeli çocukların eğitime katılımları anlamında sahadaki örnek gösterilecek çalışmalarını yakından takip ettiklerini ve ayrıca teşekkür ettiklerini belirtti.

Projeleri yaparken 3 ana unsura dikkat çeken ORUÇ; “Birincisi, özellikle Geçici Koruma Altındaki Suriyelilerin yaşadıkları alanlarda baskı oluşan, ilave derslik ihtiyacı oluşan bölgelerde eğitim altyapısındaki bu baskıyı azaltmayı amaçladık. İkinci olarak da fiziksel anlamda kalitenin artırılmasını amaçladık. Dünyada örneklerine baktığımızda mültecilere yönelik çalışmalarda standardın tutturulamadığını görüyoruz. Okul anlamında kendi ülkemizin vatandaşlarına sunulan standartları sağlamayı amaçladık. Yine okullarda hem ders ihtiyacını karşılamak hem de laboratuvarlar, spor alanları, kütüphaneler ve çok amaçlı salonlarla da çocukların sadece derslik ihtiyacı değil, onların sosyokültürel alanda da gelişmesini destekleyecek alanlar oluşturmaya çalıştık. Üçüncü bir husus da yapacağımız çalışmalarla eğitim ve iş birliği kapasitemizi artıracağız. Eğitim altyapısı anlamında hem bütçe itibariyle hem de ortaya konulan çalışmalar ve standartlar anlamında dünya üzerinde örnek gösterilecek en büyük projelerden biri olacaktır”dedi.

ORUÇ; “Bir başka nokta da bu okulları sadece Suriyeliler için yapmıyoruz, bu okulları kendi mahallelerimize, kendi illerimize hem kendi çocuklarımızın okuyacağı okullar olarak hem de Suriyeli misafir öğrencilerimizin eğitim ihtiyaçlarını karşılayacak bir mekan olarak tasarlıyoruz” diyerek sözlerine devam etti.
Sözlerini ; “Eğitim ne kadar güzel olursa, gelecek de o kadar güzel oluyor. Bu çocuklar özellikle Suriye’den gelen çocuklar savaş ortamlarında grinin her tonunu yaşadılar. Biz yapacağımız okullarda eğitimcilerimizle, diğer kurumlarımızla, sokakta yaşayan halkımızla hayatın güzel renklerini çocuklarımıza yaşatmayı hedefliyoruz” diyerek noktaladı.

Vali Yardımcısı Ayhan AKBAY kürsüye gelerek Adıyaman’da böyle güzel bir projede sizleri ağırlamaktan dolayı memnuniyetimizi dile getirmek istiyorum diyerek sözlerine başladı.

AKBAY; “Ülkemiz Suriye krizi başladıktan sonra çok önemli fedakarlıklar sergileyerek, bölgede çok önemli bir aktör haline geldi. Ve bunu sadece Suriye krizinde değil, ülkemizin geçmişine baktığımızda birçok uluslararası krizde de gerek yardımlarda gerekse desteklerde her zaman sıkıntı yaşayan milletlerin yanında olduğunu görüyoruz. Bunu yaparken de dil, din, ırk ayrımı yapmıyoruz, bu da bizi gururlandırıyor. Böyle toplantılarda bunları ifade etmek bizim gibi yöneticileri gururlandırıyor.” dedi.

Adıyaman’da yaklaşık 30 bin Suriyeli misafirlerinin olduğunu belirten AKBAY; “Bunların 10 bin tanesi geçici barındırma merkezi dediğimiz çadır kentte ikamet ediyorlar. 20 bine yakın bir nüfus da il merkezi ve ilçelerde ikamet ediyor. Bizler Adıyaman valiliği olarak, devletimizin verdiği imkan ve bütçeler dahilinde sosyal ve ekonomik olarak bu misafirlerimize her türlü desteği sağlıyoruz. Gerek sosyal yardımlaşma vakfı aracılığıyla gerekse sivil toplum örgütlerimiz, onların aracılığıyla her türlü desteği yapmaya çalışıyoruz. Ancak bugünkü projenin temel amaçlarından birisi olan, bu misafirlerimizin okul çağındaki çocuklarımızın eğitim altyapısında sıkıntı yaşamamaları için kriz zamanlarında eğitim altyapısının düzenlenmesi, hazır hale getirilmesi için böyle bir proje başlatılmış” diyerek sözlerini noktaladı.

Avrupa Birliği mali desteği ve Dünya Bankası aracılığıyla İnşaat ve Emlak Dairemiz tarafından uygulanmakta olan Eğitim Altyapısının Güçlendirilmesi Projesi kapsamında Türkiye’de yapılacak olan betonarme okulların açılış töreni Adana’da Fatih Terim Anadolu Lisesinde düzenlendi.

Temel atma törenine Adana Valisi Mahmut Demirtaş, İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanımız Özcan DUMAN, Adana İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa ALTINSOY, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonundan Elçi Müsteşarı Simona GATTİ, Dünya Bankası Ülke Direktörü Vekili – Altyapı ve Sürdürülebilir Kalkınma Program Lideri Tamara SULUKHİA ve Yapı İşleri Daire Başkanımız Fatih Mehmet ORUÇ katıldı.

Adana Valisi Mahmut DEMİRTAŞ, betonarme eğitim yapıları temel atma töreninde yaptığı konuşmada; Eğitim ve öğretimin tüm bireylerin yaşamları boyunca ihtiyaç duyduğu önemli bir süreç olduğunu belirtti. Demirtaş, Adana´da yapılacak 10 prefabrik okulun inşasında sona gelindiğini, betonarme okulların ise bugün gerçekleştirilen temel atma töreniyle inşa sürecinin başlayacağını dile getirdi. Vali Demirtaş, okulların inşasının ardından Suriyeli çocukların eğitim-öğretim olanaklarının artacağını vurgulayarak, konuşmasını “Tel örgülerin kat kat sıkılaştırıldığı bir dünyada, sadece sınır kapılarımızı değil gönül kapılarımızı da Suriyeli misafirlerimize açtık. Bu bağlamda, ülkemize sığınan yaklaşık 4 milyon Suriyeli kardeşimizin ortalama 200 binine Adana ev sahipliği yapıyor. İlimizde 35 bine yakın Suriyeli çocuğa gerek geçici eğitim merkezlerimizde, gerekse resmi okullarımızda eğitim veriyoruz. Proje kapsamında yapılacak okulların tamamlanmasıyla okul çağında bulunan Suriyeli çocukların okul sorununun ortadan kalkacağına, ilimiz genelinde okul ve derslik ihtiyacının giderilmesi konusunda da önemli mesafe alacağımıza yürekten inanıyorum.” diyerek sonlandırdı.

“Gelecekte çok güzel yansımaları olacak”

Milli Eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanı Özcan Duman ise temeli atılan okullarla ilgili bilgi vererek, Suriye´de yaşanan savaşın ardından Türkiye´ye gelen çocukların eğitim alması için AB desteğiyle proje başlattıklarını ifade etti. Projenin detaylarını anlatan Duman, şöyle konuştu:

“Bugün sadece Adana değil, Eğitim Altyapısının güçlendirilmesi Projemizdeki tüm okulların temel atma törenini gerçekleştiriyoruz. Adana´da 10´u prefabrik, 11´i betonarme olmak üzere toplam 21 okul hizmete alınacak. İnanıyoruz ki eğitime yapmış olduğumuz en ufak katkının bile bizlere gelecekte çok güzel yansımaları olacak. Bu kapsamda yaptığımız projelerde, bize desteklerini esirgemeyen kurumlara teşekkür ediyorum.”

“Türkiye´nin başarılarından dolayı gurur duyuyoruz”



Dünya Bankası Sürdürülebilir Kalkınma Programı Lideri Tamara SULUKHİA da projenin tamamlanması ve okulların inşa edilmesi için hızlı bir çalışma içinde olduklarını dile getirdi. Suriyelilerin eğitim almasının önemine değinen SULUKHİA, “bu proje kapsamında yapılacak okullar, sağlanacak eğitimin kalitesi ve buradan bütün çocukların faydalanmasıyla bizler geleceği de inşa etmeye çalışmış olacağız. Bu noktada bizler onları, ileride kendi ülkelerinin liderleri olması ve küresel anlamda bölgenin liderleri olması konusunda teşvik etmeye çalışıyoruz. Dünya Bankası, özellike son 30-40 yıldır Türkiye´nin önemli bir ortağı haline geldi. Türkiye´nin öncelikli sorunlarını aşması konusunda destek veren Dünya Bankası, bundan onur duymaktadır. Türkiye´nin başarılarından dolayı gurur duyuyoruz, sizleri de tebrik ediyoruz.” şeklinde konuştu.

“Türkiye, Suriyeliler konusunda insanüstü bir çaba gösterdi”



AB Türkiye Delegasyonu Elçi Müsteşarı Simona GATTİ, AB´yi temsilen Türkiye ve Adana´da bulunmaktan gurur duyduğunu ifade etti. Suriye krizinden etkilenen okul çağındaki çocukların ihtiyaçlarını gidermeye çalıştıklarının bilgisini veren Gatti, “Suriye krizinin başladığı 2011´den beri Türkiye inanılmaz şekilde insanüstü bir çaba göstererek, misafirperverliğini ortaya koydu. Türkiye yaklaşık 3,5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyor, bunun yüzde 30´u 18 yaş altında. Dolayısıyla bunlar okul yaşındadır. AB, bundan dolayı mali yardım paketi oluşturdu.” ifadesini kullandı.

Konuşmaların ardından katılımcılar butona basarak okulların temelini attı.

Eğitim Altyapısının Güçlendirilmesi ve Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim I&II Projeleri kapsamında, Türkiye çapında 60 prefabrik, 155 betonarme olmak üzere 215 okul yapılıyor. Bu okullarla 153.000 öğrencilik ek kapasite oluşturulacak. 

AB desteği ve Dünya Bankası aracılığıyla İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığımız tarafından yürütülmekte olan Eğitim Altyapısının Güçlendirilmesi Projesi kapsamında yapılacak betonarme okullar için ikinci imzalar 11 Temmuz 2018 Çarşamba günü atıldı.

Mersin ilinde yapılacak 5 okul için gerçekleştirilen ihale sonucunda ihaleyi kazanan yüklenici firma Niyazi Bayramoğulları İnşaat San. Tic. A.Ş. yetkilileri, İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanımız Sn. Özcan DUMAN, Yapı İşleri Daire Başkanımız Sn. Fatih Mehmet ORUÇ ve proje ekip üyeleri imza etkinliğine katılım sağladılar.
İmza etkinliğinde; İnşaat işlerini zamanında bitirmenin proje faaliyetleri açısından yakından takip edilen bir gösterge olduğunu vurgulayan DUMAN, süreçte gerek idarenin gerekse yüklenicinin çözüm odaklı çalışması gerektiğini belirtti.

Eğitim Altyapısının Güçlendirilmesi Projesi kapsamında 12 ilde 56 okul inşa edilmesi planlanıyor. Projenin ana bileşeni olan eğitim tesisleri inşası faaliyetleri kapsamında yapım işlerine yönelik ihaleler ilan edilmekte ve başarılı teklif sahipleri ile sözleşme imza süreçleri yürütülmektedir.

İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığımız tarafından yürütülmekte olan Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim-II Projesi kapsamında Gaziantep’te yapılacak olan 5 okulun inşaat yapım ihalesi sözleşmesi imzalandı.

Sözleşme imza etkinliğinde konuşan İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanı Özcan DUMAN yüklenici firma yetkililerine projenin önemini hatırlatarak yapım sürecinin öngörülen zaman dilimi içerisinde bitirilmesi için Proje Uygulama Birimi ile koordinasyon içerisinde olunmasını ve gerekli özverinin gösterilmesini vurguladı.

İmzalanan sözleşme ile Kızılhisar Mahallesine 3, Mavikent Mahallesine 1, Umut Mahallesine 1 okul olmak üzere toplamda Gaziantep’e 5 okul yapılacaktır. Her biri 24 derslikli olan bu okullar ile 3600 öğrencilik ek kapasite oluşturulacaktır.

Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim I&II Projeleri ile Türkiye çapında toplamda 99 Betonarme 60 prefabrik olmak üzere 159 okul yapımı öngörülmektedir.

Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve Milli Eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı tarafından uygulanmakta olan “Kriz zamanlarında Herkes İçin Eğitim I&II Projesi kapsamında Gaziantep, Nizip-2 kamp alanında “Prefabrik Eğitim Yapılarının Açılış Töreni” düzenlendi.

Prefabrik Eğitim Yapıları açılış törenine Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf TEKİN, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonundan Büyükelçi Christian BERGER, Alman Kalkınma Bankası (KfW) İcra komitesi Üyesi Roland SILLER, Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü Cengiz METE, İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanımız Özcan DUMAN ve protokol katıldı.

“Türkiye savaşın ilk gününden itibaren ayrım gözetmeksizin Suriyelilere kucak açtı.”

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf TEKİN konuşmasına Türkiye’nin savaşın ilk gününden itibaren ayrım gözetmeksizin Suriyelilere kucak açtığını söyleyerek başladı. TEKİN, “Şu an için konuştuğumuz fonlar, Suriyeli çocukların okullara devam edebilmesi için gereken bütçenin sadece yüzde 15-20’sini oluşturuyor. Şu an Suriyeli çocuklarımızın yüzde 65’i okullaşıyor. Yerinden yurdundan edilen yaklaşık 7 milyon Suriyelinin yarısı Türkiye’de misafir ediliyor. Bu da Türkiye’nin misafirperverliğinin en güzel örneğidir” şeklinde konuştu.

“Suriyelilerle okulumuzu, hastanemizi, ekmeğimizi ve içtiğimiz suyu paylaştık”

Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya bugüne kadar kente gelen yabancı misafirlerin hemen hepsinin Türkiye’nin yaptıklarını takdirle karşıladığını vurguladı. Yerlikaya, “Düşünün 33 Milyar Dolara yakın bir harcama yapmışız. Gaziantep olarak Suriyelilerle okulumuzu, hastanemizi, ekmeğimizi ve içtiğimiz suyu paylaştık. Aklınıza gelen her şeyi karşılık beklemeden paylaştık” diye konuştu.

“Türk makamlarınca sarf edilen muazzam çabalara destek olabildiğimiz için gurur duyuyoruz.”

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonundan Büyükelçi Christian BERGER, “Bugün burada kısa bir süre içinde Türkiye’nin farklı bölgelerinde yapılmakta olan toplam 215 okuldan ilkinin açılışını yapmak üzere bir araya geldiklerini belirtti. AB’nin Suriye Güven Fonu’nu tamamlayacak şekilde oluşturduğu Türkiye’deki Mülteciler İçin Mali Yardım Programı (FRIT) tahsis edildiğinden bu yana Suriyeli çocukların eğitime hızlı bir şekilde erişimini kolaylaştırmak adına, Türk makamlarınca sarf edilen muazzam çabalara destek olabildiğimiz için gurur duyuyoruz” dedi.

600 binden fazla Suriyeli çocuğun Türkiye’de okula gidebildiğini dile getiren BERGER,  “Bu çabalara katkıda bulunmak üzere 475 milyon avro bütçesi olan projeler yoluyla, ortağımız olan KfW ve Dünya Bankası ile birlikte, 19 ilde 215 yeni okul inşa edilecek ve bu sayede toplamda 153 bin ek öğrenci kapasitesi ile Suriyeli ve Türk öğrenciler, gayet iyi donanımlı okullarda eğitimlerini tamamlayabilecektir” dedi.

BERGER sözlerini; “ Birçok ülkede bu kayıplar oldu. Bizler Suriyeli çocukların geleceklerini kaybetmelerini göze alamayız. Burada okula gidecek çocuklar, geleceklerini kurtaracakları gibi Suriye’nin de geleceğini kurtaracaktır. Bulunduğumuz kamp alanında 3 bin Suriyeli çocuk okullu olacak. Özellikle buradan üniversiteye kadar uzanan bir hikayenin olmasını istiyoruz. Türkiye gibi bir ülkenin Suriyelilere kollarını açması gerçekten takdir edilecek bir durum. Şimdi bu okulların açılışını yapıyoruz ama umuyorum ki savaş bittiğinde hep birlikte kapanışlarını da yapacağız.” diyerek noktaladı.

İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanımız Özcan DUMAN sözlerine eğitimin önemine yaptığı vurgu ile başladı. “Bilindiği üzere bireylerin yaşamlarını daha iyi sürdürebilmeleri ve yeni kuşaklara kültür birikimini aktarmak için en önemli araç; eğitimdir. Kendini geliştirmeyen, eğitime önem vermeyen toplumlar ne yazık ki yıkılmaya yüz tutmuştur” dedi.

Avrupa Birliği tarafından sağlanan 475 Milyon Euro hibe ile prefabrik ve betonarme yapılar olmak üzere toplam 215 eğitim tesisi inşa etiklerini aktaran DUMAN, Proje kapsamında; dünya standartlarına uygun nitelikte, okul için gerekli donanımların sağlanan fonlarla tedarik edildiğini belirtti.
Sosyal risklere de değinen DUMAN “ Geçici Koruma Altındaki Suriyeli çocuklarımızın eğitime dahil olmaları ile sokakta çalışma, bağımlılık, suça sürüklenme gibi risklerden korunmaları da sağlanacağından proje yatırımının alternatif sosyal maliyetinin ne denli büyük olduğu gözden kaçırılmamalıdır” dedi.

İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanı Özcan DUMAN sözlerine, “Bu sebeple bizler; eğitim-öğretimin her çocuğun temel hakkı olduğunun bilinciyle adımlarımızı atıyor, güçlü ve mutlu bireyler için çalışmalarımızı sistematik bir biçimde sürdürüyoruz“ diyerek son verdi.
Konuşmaların ardından protokol sahneye çıkarak kurdele kesimi yaptı. Sembolik olarak okulun ilk zilinin çalınması ve hatıra fotoğraflarıyla açılış töreni sonlandı.

Avrupa Birliği mali desteği ve Alman Kalkınma Bankası aracılığıyla İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülmekte olan Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim II Projesi kapsamında, 160 Milyon Avroluk ek fon için imzalar atıldı.

Milli Eğitim Bakanlığında yapılan imza törenine, Milli Eğitim Bakanımız İsmet Yılmaz,  Müsteşarımız Yusuf TEKİN, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian BERGER ve Alman Kalkınma Bankası (KFW) İcra Komitesi Üyesi Rolan SİLLER, İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanımız Özcan DUMAN ve çok sayıda üst düzey yetkili katıldı.

Bakan YILMAZ, Avrupa Birliği fonları bünyesinde yürütülen proje kapsamında 60 betonarme okul yapımı için 160 milyon avro kaynağın kullanılacağını kaydetti. AB ile yürütülen iki projenin toplam bütçesinin 475 milyon avro olduğunu bildiren Yılmaz, bu bütçeden 150 milyon avronun Dünya Bankası aracılığıyla yürütülen “Eğitim Alt Yapısının Güçlendirilmesi Projesi”ne, 325 milyon avronun ise Alman Kalkınma Bankası aracılığıyla yürütülen “Kriz Zamanlarında Herkes için Eğitim I&II” Projesi’ne ait olduğu bilgisini verdi. Bakan YILMAZ, “Projelerin tamamlanması ile birlikte toplam 215 okul yapılacak. Bu okulların 60´ı prefabrik, 155´i betonarme olacaktır. Bu okullarla birlikte 5.160 derslik ile 153.000 öğrenciye eğitim alt yapısı sağlanmış olacak.” dedi.

“Kendi evlatlarımıza sağladığımız eğitim imkanlarını onlara da sağlıyoruz.”

İçişleri Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de geçici koruma kapsamında 3 milyon 558 bin 877 Suriyelinin bulunduğuna işaret eden Yılmaz, “Türkiye´deki Suriyelilerden 976 bin 200´ü eğitim çağındadır. Bakanlık olarak eğitim çağındaki Suriyelileri kademeli olarak Bakanlığa bağlı resmi okullara kabul ediyoruz. Kendi evlatlarımıza sağladığımız eğitim imkanlarını onlara da sağlıyoruz.” diye konuştu. YILMAZ, 21 Mayıs 2018 itibari İle 611 bin 524 Suriyeli öğrencinin eğitime erişiminin sağlandığını belirterek, “Eğitime erişimi sağlanan öğrencilerin 384 bin 292´si Türkçe müfredatla kendi okullarımızda eğitim görüyor. 2016 yılında bu sayının 62 bin olduğunu söylersem alınan mesafe çok açık şekilde görülecektir. 21 ilde 318 geçici eğitim merkezinde ise tamamı Suriyeli olmak üzere 227 bin 232 öğrenci yoğun eğitim görüyor.” bilgisini verdi.

Suriyelilerin Türkiye´deki okullaşma oranının yüzde 63´e yaklaştığını kaydeden YILMAZ, şöyle konuştu: “Okullaşma oranı, okul öncesi 5 yaşta yüzde 40 dolayında, ilkokullarda yüzde 100´ün üzerinde, ortaokullarda yüzde 50´nin üzerinde, liselerde ise yüzde 22 dolayında. İlkokul birinci sınıflarda 6 yaşta 92 bin olan çağ nüfusunun 113 bini öğrenci, okullaşma oranı da yüzde 100´ün üzerinde. İlkokul ikinci sınıflarda 7 yaşta 89 bin olan çağ nüfusunun 81 bin 686´sı öğrenci, okullaşma oranı yüzde 91,57.  Üçüncü sınıflarda 8 yaşta 85 bin olan çağ nüfusunun 85 bini öğrenci, okullaşma oranı yüzde 100. Dördüncü sınıflarda 9 yaşta 84 bin olan çağ nüfusunun 76 bini öğrenci, okullaşma oranı yüzde 90,34. Beşinci sınıflarda 10 yaşta 76 bin olan çağ nüfusunun 51 bin 670´i öğrenci, okullaşma oranı da yüzde 67,48.” Bakan Yılmaz, okullaşma oranını daha da artırmak istediklerini dile getirerek, bunun için altyapının tamamlanması gerektiğine işaret etti.

Prefabrik okulları yeni eğitim öğretim yılının açılışına yetiştireceklerini belirten YILMAZ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugünkü protokolle de Suriyeli sığınmacıların yoğun bulunduğu bölgelerde yeni okullar inşa edilerek eğitime erişim imkanları artırılacak. Bizler Geçici Koruma Altındaki Suriyeli çocukların eğitime entegrasyonuna “kurtarılmış hayatlar” olarak bakıyoruz. Eğitimin, ayrım yapılmaksızın tüm çocukların en temel insan hakkı olduğunu düşünüyoruz. Eğitim ile kendi evlatlarımızı olduğu gibi ülkemize geçici olarak sığınan insanları da hayata hazır, sağlıklı ve mutlu bireyler olarak yetiştirmek istiyoruz. Yaklaşık 18 milyon öğrencimiz vardı, buna 1 milyon öğrenciyi daha ekliyoruz. Bu da bizim sorumluluğumuzu daha da çok artırmaktadır.”

“Türkiye’deki okulların üzerinde oluşan bu baskıyı almamız gerekiyor”

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger ise Suriye krizi ile ilgili Türkiye ve AB´nin birkaç önemli noktada mutabık olduğunu belirterek, “Bu alanlardan en önemlisi Suriye’deki siyasi çözümün gerekliliği konusunda vardığımız mutabakat.” dedi. Bu çözüm için uzun süredir beklendiğini kaydeden Berger, bu süreç içinde başka ülkelere sığınmış Suriyelilere yardım etmenin gerekliliği konusunda mutabık olduklarını kaydetti. Berger, Türkiye’nin Suriyelilere barınak, barınma tesisleri, yardım, destek sağlama konusunda örnek çalışmalar sergilediğine dikkati çekerek, “Ne Türkiye ne de AB, Suriyeli çocuklar arasında kayıp bir neslin oluşmasına izin veremez.” ifadesini kullandı.

Bu tür yatırımların aslında Suriye’nin geleceğine de yapılan yatırımlar olduğunu aktaran Berger, bu çocukların ülkelerine dönüp ülkelerini yeniden inşa edeceklerini belirtti. Berger, Türkiye’de Suriyeli öğrencilerin de okullara gitmesiyle bu okullar üzerinde büyük bir baskı oluştuğunu ifade ederek, “Türkiye’deki okulların üzerinde oluşan bu baskıyı almamız gerekiyor.” diye konuştu. Suriyeli öğrencilere anaokulundan üniversiteye kadar tüm kademelerde destek sağlamanın önemine işaret eden Berger, bu konuda bütüncül, kapsamlı bir yaklaşıma sahip olduklarını söyledi.

Berger, “Sağladığımız destek, bu sözleşmede yer alan okul binası desteği yanı sıra aynı zamanda öğretmenlere yönelik destekler, eğitim materyali desteği, servis desteği, psiko-sosyal destek veTürkçe ve Arapça olmak üzere dil desteği olacaktır.” dedi. Öğrencilerin üniversite eğitimlerine devam etmeleri için burs desteği de sağlanacağını bildiren Berger, öğrencilere eğitimlerini tamamladıktan sonra istihdama katılabilecekleri perspektifin de verilmesi gerektiğini söyledi. Berger, bununla ilgili başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmak üzere, diğer bakanlıklarla da çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
Alman Kalkınma Bankası (KFW) İcra Komitesi Üyesi Roland SILLER, Türkiye’nin eğitim konusunda gösterdiği çabaların örnek niteliğinde çalışmalar olduğunu kaydederek, “Türkiye´nin geleceği için aynı zamanda Suriye’nin geleceği için büyük önem taşıyan bu önemli projenin uygulama ortağı olarak bizlere gösterdikleri güven için teşekkür etmek isterim.” ifadesini kullandı.

Konuşmaların ardından Milli Eğitim Bakanımız İsmet YILMAZ, Alman Kalkınma Bankası (KFW) İcra Komitesi Üyesi Rolan SİLLER ve Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian BERGER tarafından protokol imzalandı.