“Eğitim Altyapısının Güçlendirilmesi” ile “Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim I&II” Projelerinin Yönlendirme Komitesi toplantısı 29 Nisan 2019 tarihinde Ankara Swissotel gerçekleştirildi. Toplantıda, 475 milyon Avro’luk okul yatırımının öngörüldüğü Projelerin uygulama süreçlerine ilişkin tüm detaylar katılımcılara aktarıldı ve önümüzdeki dönemde yapılacak faaliyetler detaylı istişare edildi.

“Göçmen çocuklarımızın okullaşması ve eğitime erişimini bu alandaki politikalarımızın merkezine almalıyız”

Toplantı açılış konuşmasını yapan Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Sayın Reha DENEMEÇ; eğitim odaklı projelerin FRiT fonu içerisinde önemli bir bütçesel ağırlığa sahip olduğunu belirtti ve özellikle eğitim altyapısına yönelik çalışmaların meyvelerini almaya başladığımız bir döneme girildiğini işaret etti.

Türkiye’nin, göçmen çocukların okullaşması ve tüm çocukların eğitime erişimi için gerekli eğitim altyapısının sağlanması konularını birinci öncelik olarak ele alarak, bu alandaki sorumluluğunu yerine getirdiğini belirten DENEMEÇ Avrupa Birliğinin de destek mekanizmaları ve önümüzdeki dönemdeki önceliklerinde eğitim konusunu merkeze almaya devam etmesi gerektiğini ifade etti.

“Eğitim altyapısı ihtiyacımız çağ nüfusu ve okullaşmaya bağlı şekilde artarak devam edecek” 

Halen ülkemizde bulunan Geçici Koruma altındaki Suriyeli çağ nüfusu genel okullaşma oranının %62,5 olduğunu belirten DENEMEÇ, ilkokul seviyesindeki okullaşmanın %91 olması ve okul öncesi çağ nüfusunun yaklaşık 561.000 çocuğu kapsaması sebebiyle önümüzdeki yıllarda göçmenlerin eğitim sistemimizdeki ağırlığına ve yeni altyapı yatırımlarına ihtiyacın artacağına vurgu yaptı.

Bu çerçevede altyapı yatırım süreleri de ele alındığında uluslararası destek ve işbirliği yaklaşımı içerisinde artan ihtiyaca yönelik hızlı reaksiyon vermenin önemini ortaya koyan Reha DENEMEÇ “Mevcut desteğin 5 katı kadar okula ihtiyacımız olduğunu belirtmekte fayda görüyorum. Eğitim altyapısı yatırımlarının okullaşma çabalarına doğrudan katkısı olduğundan ve bu yatırımlar için ciddi kaynak ihtiyacından hareketle uluslararası toplumun sürece daha fazla katkı sunması gerektiğini vurgulamak istiyorum” dedi.

“Tün çocuklarımıza benzer koşullarda en iyi eğitimi vermek için çalışıyoruz”

Krizin ilk zamanlarında çocukların okullaşma oranlarına odaklanıldığını ve başta okul yatırımları olmak üzere Milli Eğitim Yatırım Programının buna göre şekillendiğini belirten Reha DENEMEÇ halihazırda eğitim sistemine dahil ettiğimiz göçmen çocuk sayısının bir çok Avrupa ülkesinin çağ nüfusunun üstünde olduğunun altını çizdi. Göçmen çocukların dil gelişimi ve entegrasyonları için, eğitim hizmetinin, Türk vatandaşı çocuklar ile aynı okullarda, aynı sıralarda ve aynı sınıf ortamı içinde sağlandığını belirten Bakan Yardımcımız konunun Avrupa Birliği vatandaşlarına tüm yönleriyle en iyi şekilde anlatılması gerektiğini söyledi.

 

Yönlendirme Komitesi toplantısının uygulama sürecinde kurumlar arasındaki diyalog ortamı ile koordinasyonun gelişmesine katkı sunduğunu belirten Reha DENEMEÇ toplantıya katılan tüm temsilcilerin azami katkısı ile iyi uygulamalara imza atılacağını vurgulayarak sözlerini sonlandırdı.

Proje Uygulama Birimine teşekkür ederek sözlerine başlayan Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu FRiT Bölüm Başkanı Emma CLUA; kritik konular, çalışmaların kapsamı, bugüne kadar yapılan ve geriye kalan işleri görmüş olma konusundaki memnuniyetini dile getirdi.

“Yapılan Çalışmaları Uluslararası Topluma En İyi Şekilde Aktarmalıyız” 

Her iki projede de görünürlük faaliyetlerinin önem arz ettiğini ifade eden CLUA “Avrupa Birliği üye devletleri ve birliğin kendisi için yapılanların görünürlüğü gerçekten çok önemli. Yapılan çalışmaları uluslararası topluma en iyi şekilde aktarmalıyız. Çünkü hem üye devletler hem de toplum bu finans aracına katkıda bulunuyor. Proje kapsamında şimdiye kadar yapılan açılış seremonileri, seminerler, basın çalışmaları konunun tüm taraflara anlatımına çok katkı sundu. Tüm yurttaşlar açısından eğitim sektöründe bu finansmanın kullanıldığının görünür olmasını önemsiyoruz.”  dedi.

 

“Eğitim, Temel Önceliklerimiz Arasında Olmaya Devam Edecek”

Göçmenlerin eğitimi konusunun, Avrupa Birliğinin, mali imkanların kullanımı açısından, temel öncelikleri arasında olmaya devam edeceğini vurgulayan Emma CLUA çocukların okula dahil edilmesi ve altyapı yatırımları için halihazırda yaklaşık 1 milyar Avro’luk kaynak sağlandığını belirtti. Eldeki finans aracının eğitim konusundaki tüm ihtiyacı karşılayamayacak olduğunun farkında olduklarını kaydeden Emma CLUA projelerin ilk döneminde izleme değerlendirme açısından alınan geri bildirimler ve ihtiyaçların yeni dönemde yapılacaklar ile ilgili karar vermede önemli bir girdi sağladığını söyledi. Yeni dönem için halihazırda okullaşmaya katkı sunan PIKTES projesi için 400 milyon Avro tutarındaki sözleşmelerin imzalandığını ve eğitim altyapısına yönelik olarak geliştirilen 100 milyon Avro bütçeli projelerin ise onay aşamasında olduğunu söyleyen Emma CLUA çalışmaların zaman içinde genişletileceğini sözlerine ekledi.

“Uluslararası İşbirliğine Çok Önem Veriyoruz”

Toplantıda katılımcılara sunum yapan İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanı Umut GÜR, projelerin fon yapısı, harcama performansı ve okul inşaatlarındaki mevcut ilerleme seviyeleri hakkında detaylı bilgileri aktardı. Proje uygulamasında performans göstergelerini baz alan yaklaşımın önemini vurgulayan GÜR 2019 yılı itibarıyla beklenen harcama performansına yaklaşıldığını belirterek;

“Yapılan işin büyüklüğü, işin kapsamı, içeriği düşünüldüğünde, birçok şeyi tek başımıza yürütemeyiz. Sahada bir tek biz yokuz, uluslararası finans kuruluşlarımıza da çok önem veriyoruz” diyerek ortak karar gerektiren konuların olduğuna vurgu yaptı.

 

“Performans Göstergeleri Temelli Bir İzleme Yaklaşımına Sahibiz”

Projelerin gerek saha uygulamaları gerekse yönetim anlayışı açısından anahtar performans göstergeleri temelinde izlendiğini belirten Umut GÜR, içinde bulunduğumuz dönemde gerçekleşen ihale sayısı, sözleşmeye bağlanan tutar, yapı takvimine uygunluk, ödeme performansı gibi stratejik alanların varlığının yanında İş sağlığı ve güvenliği, müşavir performansı gibi spesifik alanları da içeren çok boyutlu bir yönetim gerçekleştirildiğini söyledi.

“Değişen Şartlar İçin Manevra Kabiliyeti Güçlü Bir Yapı Oluşturmak Gayretindeyiz”

Projelerin uygulanma sürecinde gerek ekonomik koşullar gerekse nüfus dinamikleri, bölgesel ihtiyaçlar gibi çok sayıda yerel veya ulusal parametre bulunduğunun altını çizen GÜR sahadaki muazzam ihtiyacı en hızlı şekilde karşılamaya çalıştıklarını ve yoldaki aksaklıkların üstesinden hızla gelebilecek bir yönetim sistemi oluşturduklarını vurguladı.

Sunumun devamını gerçekleştiren Proje Direktörü Fatih Mehmet ORUÇ; ihale ve sözleşme adetleri, ortalama hakediş ödeme süreleri, ihale tenzilat oranları, iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları, yüklenici performansları ve saha denetim bulguları hakkında alınan önlemlere değindi.

Projenin sözleşme takibi ve ödeme süreçlerine de vurgu yapan Fatih Mehmet ORUÇ yüklenicilerin hakediş onay süreçlerinin 14,5 günde tamamlandığını sözlerine ekledi.

Proje ekibinin sahada yoğun bir çalışma yürüttüğü ve projenin başından beri toplam 1.050 insan-gün ve aylık ortalama 50 insan-günlük saha denetim performansına ulaşıldığını anlatan ORUÇ iş sağlığı ve güvenliği konusunda Bakanlığın ve uygulama paydaşlarının özenli tutumuna dikkat çekti.

“Projede Çalışan Her İşçinin Çalışma Güvenliği Birinci Önceliğimiz”

Projedeki inşaat faaliyetlerinde kaza sıklık ortalamasının 2,88 seviyelerinde gerçekleştiğini söyleyen Proje Direktörü proje genelinde hiç ölümlü kaza yaşanmadığının altını çizdi. Projenin başından beri iş sağlığı ve güvenliğinin Bakanlığın sahadaki birinci önceliği olduğunu belirten ORUÇ, İş Sağlığı ve Güvenliği standartlarının önümüzdeki dönemde daha yukarı çekilmesi için çalışmaların sürdürüleceğini sözlerine ekledi.

“Tüm Saha Denetim Bulgularına Aynı Hassasiyetle Yaklaşıyoruz”

Sunumunda uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan saha denetimlerinde yer alan bulgular ve alınan önlemleri tek tek anlatan Fatih Mehmet ORUÇ “Denetim bulguları arasında ayrım yapmaksızın tüm bulgulara aynı ciddiyet ve önlem bilinciyle yaklaşıyoruz” dedi. Bu noktada saha denetimlerinin hem uluslararası kurumlar hem de Bakanlık açısından önemli bir kontrol mekanizması olduğunu söyleyen ORUÇ, hem Yüklenici hem de Müşavirlerin yüksek kalitede iş üretmeye azami dikkat göstermesinin sağlıklı bir uygulama süreci açısından kritik olduğunu belirtti.

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, Dünya Bankası, Alman Kalkınma Bankasının Temsilcileri ve Proje Uygulama Biriminin yanında; T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Bakanlığımız ilgili Genel Müdürlüklerinin de söz aldığı toplantıda projenin her bir bileşeni ve uygulama detayları üzerinde görüş alışverişi gerçekleştirildi. Yönlendirme Komitesi Toplantısı, katılımcıların dilek ve temennilerinin alınmasının ardından sona erdi.